* Bu bölüm, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ortaca MYO tarafından temin edilen bilgiler ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Köyceğiz YHGS Yönetim ve Gelişme Planı’ndan derlenmiştir.
ECO Trails rotalarının büyük bir kısmı Köyceğiz-Dalyan ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgelerinde (ÖÇK) yer alır. Binlerce türün yaşadığı ve göller, su kanalları, sazlıklar, dereler, termal kaynaklar, deniz ve kumsaldan oluşan kompleks bir doğal yaşam alanı olan bu iki ÖÇK bölgesi, proje ismine de ilham kaynağı olmuştur.
Üzerinde en çok araştırma yapılan nesli tehlike altındaki 10 türden 7’si Köyceğiz-Dalyan ÖÇK bölgesinde yaşamaktadır. Yuvarlakçay ve çevresi, Çiçekbaba ve Çal dağı ve etekleri, biyolojik çeşitliliğiyle milli park olacak derecede zengin bir ekosistem oluşturur.
Nesli tehdit veya tehlike altındaki türler:
İribaş deniz kaplumbağası, İzmir yalıçapkını, Likya karasemenderi, su samuru, kız böceği, Anadolu sığla ağacı, kum zambağı.
Fauna
Proje alanı, barındırdığı fauna ve zengin ekosistemi ile Akdeniz bölgesinin nadir alanlarından biri olarak kabul edilir. Köyceğiz Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Karakulak (Caracal caracal) ve Vaşak (Lynx lynx) gibi kedigilleri, Çizgili sırtlan (Hyaena hyaena) ve Bozayı (Ursus arctos) gibi diğer büyük etçilleri ve halen Yaban Keçisinin (Capra aegragus) sağlıklı popülasyonunu barındırır ve bu sebeple çok önemli bir doğa alanı niteliğindedir. Köyceğiz Gölü, dereler ve drenaj kanallarında Susamuru (Lutra lutra) populasyonu barındırması, İribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ve Nil kaplumbağasının (Trionyx triunguis) İztuzu kumsalını yumurtlama alanı olarak kullanması, endemik bir tür olan Likya karasemenderinin (Lyciasalamandra-fazilae) başta İztuzu ormanı olmak üzere bölgede yaşam alanı bulması açısından da saha çok değerlidir.
Bölgede; kuş türlerinden çok az sayıda İzmir yalıçapkını (Halcyon smyrnensis), Alaca yalıçapkını, Anadolu sıvacıkuşu (Sitta krueperi), Puhu (Bubo bubo), Alaca baykuş (Strix aluco), Kukumav (Athene noctua) ve Akkuyruklu kartal (Haliaeetus albicilla); sürüngenlerden çizgili ve benekli kaplumbağalar (Mauremys caspica, Emys crbicularis) ile yaygın tosbağa (Testudo graeca); Amfibilerden Siğilli kurbağa (Bufo Bufo), Gece kurbağası (Bufo Viridis) ve Uludağ Kurbağası (Rana Macrocnemis) türlerinin bulunması, alana ayrı bir önem kazandırır.
Köyceğiz-Dalyan lagün sisteminde bulunan Sazan balığı (Cyprinus carpio), Yılan balığı ( Angullia Anguilla ), Levrek (Dicentrarchus labrax), Çipura (Sparus aurata), Yayın (Siluris glanis) balık türlerinin yanı sıra halk arasında kefal tabir edilen balıklar (6 farklı tür) özel bir öneme sahiptirler. Lagün işletmecileri ise bu balıkları genellikle Mavri ve Kefal balıkları olarak adlandırırlar. Lagün sisteminde ayrıca Mavi Yengeç (Callinectes sapidus ) bulunmaktadır.
Yaban Keçisi: Yaban keçisi yurdumuzda 3700 metre yüksekliğe kadar, orman ve maki ile kaplı sarp kayalıklarda yaşar. Ot, yaprak, taze sürgün, dal, meyve ve yosun gibi çok çeşitli bitkisel gıdalarla beslenirler. Yaşama süreleri 15-18 yıldır. Boyları 130-180 cm, ağırlıkları ise erkeklerde 50-85, dişilerde 35-60 kg arasındadır. Erkeklerin renkleri kırmızı kahverengi gri, kışın soluk sarımsı gridir. Dişilerin renkleri daha açıktır. Erkeklerde bulunan omuz başından ön ayaklara, sırta ve enseye uzanan siyah kolon dişilerde bulunmaz. Erkeklerin boynuzları uzun ve geriye hançer gibi kıvrıktır. Toynaklarının altı düz kaya satıhlarına bile tutunabilmeyi sağlayacak şekilde çok pürüzlüdür. Aralık ayından Ocak ortasına kadar çiftleşirler ve Mayıs başında doğum gerçekleşir. Genellikle ikiz yavru doğar.
Karakulak: Türkiye’deki dağılımı sınırlı olan Karakulak çeşitli habitatlarda yaşamakla beraber en sağlıklı popülasyonları Köyceğiz YHGS’ nın da içinde bulunduğu Güneybatı Anadolu’da görülmektedir. Küçük kemirgenler, tavşan ve çeşitli kuş türlerini kapsayan beslenme alışkanlığı vardır. Yaşama süreleri ortalama 20 yıldır. İnce yapılı çevik bir kedi olan Karakulak, kızıl kahverengiden koyu griye kadar değişebilen kısa ve yoğun kürkü ve sivri siyah püsküllü kulakları ile rahatça tanınabilir. Yılın herhangi bir döneminde kızgınlaşabilir ve yavru sahibi olabilirler. Boyları 62-91 cm, ağırlıkları ise erkeklerde 18-20, dişilerde 13-15 kg arasındadır.
Bozayı: İç Anadolu, Akdeniz ve Ege Bölgesinin bazı illeri, Trakya Bölgesi ve Suriye sınırına yakın alanların bir kısmı hariç birçok ilimizde bulunur. Tombul gövdeli, başı gövdesine göre küçük alnı düz, kulakları nispeten kısa yuvarlak ve ayrıktır. Renkleri genellikle boz, koyu kahverengidir. Boyları 110-250 cm, ağırlıkları 100-250 kg arasında değişir. Yaşama süreleri ortalama 20-30 yıldır. Bozayı hem etçil hem otçul olmakla birlikte, genelde otçul beslenmeyi tercih eder. Çiftleşme Haziran-Temmuz aylarında gerçekleşir; genellikle 2 yavru doğar.
Alageyik: Dünyada en saf ve kırılmaya uğramamış türü Antalya Düzlerçamı bölgesinde bulunmaktadır. 2013 yılında Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğünce başlatılan çalışma ile geçmişte doğal yaşam alanı olan Köyceğiz YHGS’na 18 adet Alageyik yerleştirilmiştir. Uydu tasma ve fotokapanla yapılan gözlemler, türün alana uyum sağlayarak çoğalmaya başladığını göstermektedir. Ormanlık alanlarda ve orman içi açıklıklarda yaşayan Alageyik, ot, taze sürgün ve yapraklarla beslenir. Boyları 140-160 cm., ağırlıkları 60-100 kg arasında değişir. Yaşama süreleri ortalama 12 yıldır. Alageyik‘in dallı boynuzları enli ve yassıdır. Uçlarında bir elin parmakları gibi açılmış dişler bulunur. Her yıl eskiler atılarak yeni boynuzlar çıkartılırken, yaşları boynuzların dalları ile tespit edilir. Rengi yazın beyaz lekelerle süslü açık sarımsı kahve, kışın ise grimsidir. Çiftleşme Ekim – Kasım aylarındadır. Tek yavru Haziran ayında doğar. İkiz doğum ender görülmektedir.
Flora
Yürüyüş ve bisiklet rotalarının geçtiği güzergahta deniz seviyesinden en yüksek noktaya (2000 m) kadar değişik ağaç, çalı ve geofit türlerini görmek mümkündür.
Bölge florasında, yaklaşık 70’i Türkiye’ye endemik olmak üzere 924’e yakın çiçekli bitki taksonu kayıtlıdır. Bölgede, ülke çapında nadir yaklaşık 105 takson bulunur. Bunlar arasında, yalnızca Köyceğiz-Dalyan ÖÇK Bölgesine özgü Alkanna mughlae, Apera baytopiyana ve Verbascum demirizianum ve oldukça lokal bir serpantin endemiği olan Thlaspi cariense (Bern Sözleşmesi Ek Liste I türü) sayılabilir.
Deniz seviyesinden itibaren Anadolu Sığla ağacı (Liquidambar orientalis Miller) – diğer adıyla “Günlük”- çoğunlukla vadi içlerinde dere kenarı yakınları gibi sulak alanlarda Doğu çınarı (Platanus orientalis) türü ile birlikte yayılmaktadır. Küçük topluluklar şeklinde saf ya da karışık olarak bulunan Sığla, relik endemik bir tür olması ve çeşitli insan faaliyetlerinden dolayı alanlarının daralması nedeniyle koruma altındadır.
Karaağaç (Ulmus campestris), Zakkum (Nerium oleander), Defne (Laurus nobilis), Mersin (Myrtus communis) gibi bitkilerin yanı sıra bazı bölgelerde Hayıt bitkisi (Vitex agnus-castus) görsel güzellikleri, çiçek yapıları ve habitusleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca Keçi boynuzu (Ceratonia siliqua) bitkisi de bölgede yaygın bir şekilde görülmekte ve yöre halkına düşük bir değerde de olsa ekonomik katkı sağlamaktadır.
Sulak alanlarda Kargı (Arundo donax), orman alanlarında sahil bölgelerinden itibaren Kızılçam (Pinus brutia), Halep çamı (Pinus halepensis) ve Fıstık çamı (Pinus pinea), yüksek rakımlı bölgelerde ise Karaçam (Pinus nigra) ve Ardıç (Juniperus oxycedrus) yaygın, Lübnan sediri (Cedrus libani) de seyrek olarak yayılım gösterir.
Güzergah üzerinde yukarıda belirtilen ağaç ve çalı türlerine ilaveten Siklamen (Cyclamen trochopteranthum), Sarı süsen (Iris xanthospuria), Kum zambağı (Pancratium maritimum), Kardelen (Galanthus sp.) gibi geofit türleri ile Kekik (Origanum sp.), Adaçayı (Salvia officinalis), Karabaş otu (Lavandula stoechas) gibi bazı tıbbi ve aromatik bitki türleri yörede doğal zenginliği oluşturan türler arasında sayılmaktadır.